JÖNTÜRKLER BİRLİĞİ
   
 
  Jöntürkler Birliği hakkında

KURULUŞ:

  Birliğimiz 25 nisan 2007 tarihinde kurulmuştur.Kuruluş bölgemiz kuzy-batı olmasına rağmen güney bölgesinde de yayılmayı başarmıştır.Birliğimiz bir yıldır devam eden travian server6 bölümünde daha 4 ay geçmeden ilk 50 yi zorlar duruma gelmiştir.Toplam üye sayısı şu an alt birlikleriyle beraber 90 a ulaşmıştır.

JÖNTÜRKLER KİMDİR:

Osmanlı'nın çöküş sürecinde III. Selim'den beri devam eden yenilenme çabaları , Fransa etkisiyle 1826'da Yeniçeriliğin ılgası, İngiltere etkisiyle 1839 Tanzimat ve 1856 Islahat fermanları örneklerinde olduğu gibi, Düvel-i muazzama'nın 'gözetim ve denetimine' girmişti. II. Mahmut'un yeniçeriliği kaldırması dışında, görüntü ve kabuk değiştirme düzeyinde süren yenilik çabaları, her defasında yeni sorunlar yaratan fasit bir daireye dönmüştü; gayri müslimlerin eşitlik hakları ayrılıkçı eğilimleri güçlendiriyor, orduyu yenileme gayretleri ise borçlanma yoluyla, ordunun karşısında kullanılacağı Batılı güçlere bağımlılığı pekiştiriyordu.
İngiltere açısından Hindistan yolunun güvenliği ve Rusya ile Almanya'nın denizlere açılmaması için, 1900 'lere kadar Osmanlının 'hasta adam' halinde yaşaması gerekiyordu.
Bu politika gereği batılı devletler tarafından hem reform çabaları destekleniyor, hem de yıpratma ve zayıflatma politikaları uygulanıyordu. Fransa için de çapı ölçüsünde benzer bir politika sözkonusuydu. Osmanlı devletinin İngiltere ve Rusya'yı dengeleme politikası gereği Fransa kollanıyor ve yenilenme prototipi olarak ayrıca taklit ediliyordu.
İşte bu vasatta, tarihçilerin 'Yeni Osmanlılar' olarak isimlendirdiği ilk aydın kuşağı sahneye çıktı. Mithat paşa, Namık Kemal, Ziya paşa, Şinasi ve sonradan Ali Suavi ve Mizancı Murat gibi isimlerin öncülüğünde başlayan muhalif çizgi sonraki bütün jöntürk kuşaklarının eylem ve söylemine damgasını vurdu.
1865'te Namık Kemal ve beş arkadaşının Belgrad ormanlarında kurduğu İttifak-ı Vatan cemiyeti, İtalyan Carbonari hareketinden esinlenen ilk gizli cemiyetti.
Tasvir-i Efkar, İbret, Muhbir, Mizan gibi yayınlar ise, okuma yazma bilen efkar-ı umumiyeye hitap eden ilk propaganda faaliyetiydi. Namık Kemalin 'vatan' ve 'hürriyet' temalı şiirleri, özellikle 1873'te sahnelenen 'Vatan yahut Silistre' piyesi, genç nesli saran muazzam bir heyecan dalgası yaratıyordu.
Bu kuşak, Mısır Hidivi olamadığı için padişah Abdulaziz'le kişisel kavgası olan Mustafa Fazıl Paşanın himayesi ve Fransız sefaretinin yardımıyla Paris'e gitmiş, ardından M. Fazıl paşanın padişahla anlaşıp desteği kesmesi üzerine İstanbul'a dönüp devlet görevleri almış, sonra tekrar sürgün edilmiştir.
Bu serüven, Aydın ve dava adamlığının bugüne de ışık tutan bazı özelliklerini mayalamıştır; Devletten himaye arama, bulamayınca devlet dışı bir güce yada yabancı bir devlete sığınma, yani her halükarda üstün bir güce intisap etme ihtiyacı duymak. Bu tutum, esasen güç birikimi anlayışının tabii sonucuydu. Zira Yeni Osmanlılar, içinde büyüdükleri kadim devletin gücünü iyi tanıyor ve ona denk bir güç sahibi olmanın yollarını arıyorlardı. Bu anlamda, himayecilik, jöntürkler için bir tür kuvvet çarpanı olarak bilinçli şekilde tercih ediliyordu.
Mithat paşa'nın Abdulaziz'i devirip önce V. Murad'ı, ardından II. Abdulhamid'i tahta çıkarması ile birlikte yeni Osmanlılar kısa bir ümide kapılmışlardı. Namık Kemal, Ziya paşa ve Şinasi'nin de bulunduğu bir komisyon, Kanun-i Esasi taslağını hazırladı. Ancak Abdülhamit, Mithat paşa korkusu nedeniyle 1877 de Rusya ile savaşı bahane ederek bu ilk anayasayı rafa kaldırdı. Mithat paşa ise önce sürgün edildi, ardından 1884'te, Abdulaziz'i öldürtmekle suçlandı ve Taif'te boğularak öldürüldü. Böylece 30 yıl sürecek istibdat dönemiyle birlikte, Jöntürklerin serüveni yeni bir safhaya girdi.
Tanzimat'ın üç ünlü paşası, İngiliz eğilimli Reşit, Fransız eğilimli Ali ve Fuat paşalar döneminde muhalefete başlayan Yeni Osmanlıların Devletle ilişkileri bir tür Baba-Oğul ilişkisi tarzında gelişti. Hem paşazade kökenleri, hem de devlet memuru olmaları nedeniyle olsa gerek, devletle ve aynı anlamdaki Padişahla kurdukları aşk-nefret ilişkisi, herhalde o dönem için sadece Osmanlı muhaliflerine özgüydü.
Öyle ki, Mithat Cemal Kuntay'ın aktardığı şekliyle, "..Fuat paşa, Tasvir-i Efkar muharriri Namık kemal beyi, altında ağlamak şartıyla asmak istiyordu." Fuat paşanın bu ilk muhalif kuşağa bakışaçısı, o günden beri adeta devletin politikası oldu. Reform, yenilik ve değişim talebiyle ortaya çıkan her muhalif kuşağı devlet, idam, hapis yada sürgün ederek 'ağladı'.
Yeni Osmanlıların devletle, devletin de ilk 'yaramaz çocukları' ile ilişkisi, Nietzsche'nin Platon'un 'devlet'i üzerine söylediği "Devlet, bir kuşağın tinsel enerjisini, ancak varolan kurumların çıkarlarına hizmet edecek bir biçimde serbest bırakır" sözünü doğrulayacak nitelikte idi. Yani değişen dünya koşullarını 'hissederek 'çökeceğini anlayan 'devlet aklı', en yetenekli çocuklarını sahneye çıkartıyor ama -yeni olan herşey karşısında olduğu gibi- sınırlarını ve sonuçlarını 'denetlemekte' zorlanıyordu. Aynı şekilde genç muhalifler de, Fransız devriminin yıkıcı ve yeniden kurucu sloganlarını, kadim Osmanlı mülkünün bekasına göre uyarlamak gibi paradoksal bir zihniyet ve gaye peşinde idiler.
Macar kökenli Türkiyatçı A. Vambery'nin Jöntürkler için yaptığı değerlendirme, bu paradoksu yeteri kadar açık tavsif ediyor:
"..saatlerce kendileriyle görüştüm. Ecdatları için besledikleri hayranlık ve hürmet, hükümdara karşı duydukları hürmete muadil idi. Vakıa ihtilalci idiler, fakat 'sadık' ihtilalci .. O saf Almanlara benziyorlardı, ki memleketlerinde cumhuriyetin tesisini isterler, lakin başında bir Grandük bulunmak şartıyla..."(Aktaran Y. Küçük, Aydın üzerine tezler, C. 2, s. 178)
K. Marx, "insanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama devraldıkları koşullar içinde" diyor. Jöntürkler, bir askeri tarım imparatorluğunun kadim düzeni 'içinde' durarak, ama ilk defa hanedan dışında tarihe müdahale etmenin örneği idiler. Osmanlı mülkünün sahibi olarak hanedanlığın bu ilk ve modern sorgulanması, tabii olarak naif ve sınırlı bir perspektife sahipti. Örneğin vatan, millet ve hürriyet kavramlarına yüklenen anlam ve yapılan aşırı vurgu, aslında dolaylı bir hanedan eleştirisiydi. Sultan-ı şahane uğruna yaşamaya ve ölmeye alışkın kul toplumunda, bu tek mutlak gücü anmadan, asıl Mülk sahibine (millete) ve Mülk'ün bizatihi kendisine (Devlete ve Vatana) vurgu yapmak, o dönem için hem bir ilkti , hem de cesur bir eleştiri denemesiydi. Bu dolaylı çağrışımlar, imalar ve semboller usülüyle geliştirilen muhalif söylem, Türk siyasal geleneğinin temel dili olarak bugünlere kadar gelişerek devam etti.
Yeni Osmanlıların dönemin şartlarıyla sınırlı ufku ve devletle ilişki tarzları, hem pratik hem de teorik düzeyde bir diğer jöntürk özelliği olan pragmatizmin mayalanmasını sağladı. 'Dalalet ve gaflet içindeki hanedanlığa rağmen, bir an önce çöküşü durdurmak için reformlar yapmak' şeklinde özetlenebilecek fikri istidat, bütün ilhamı veren Avrupa semalarından, yeni olarak sadece acil addedilen fikirleri seçerek aldı. Öyle ki, sosyalizm, cumhuriyet, ulus, ulusal pazar gibi rüzgarların estiği Paris cafe ve salonlarından, jöntürklerin kulakları sadece 'hasta adamı' tedaviye yarayacak vatan, anayasa, meclis ve hürriyet seslerini algılıyordu.
Jöntürklerin fikri yapılarının bu sığ ve eklektik karakteri, pratik sorunları acilen çözmeye dönük pragmatizmin ürünüydü. Aynı şekilde sürgünde dahi padişaha 'Layiha'lar hazırlayıp kabulünü bekleyen ve en küçük bir olumlu sinyal alınca yurda dönüp devlette memuriyete başlayan pratik tavırlarda, dönemin Avrupa, balkanlar ve Rusya'daki ihtilalci kadrolarıyla kıyaslandığında, anlaşılması mümkün ama kabulü zor bir kişilik yapısı görülmektedir.

 
JÖNTÜ®K™
 
REKLAM
 
Türkiye nin En Çok Ziyaret Edilen Web Siteleri

Image Hosted by ImageShack.us
Google Türkiye

Image Hosted by ImageShack.us
Mynet

Image Hosted by ImageShack.us
Milliyet.com.tr

www.filanca.com

Site ekle (Vynet) Filanca.com
ARAMA
 





TARİHTE BUGÜN
 
tv de bugün
 
TV'de Bugün
[/code]
 
Bugün 28 ziyaretçikişi burdaydı
JÖNTÜRKLER BİRLİĞİ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol